Geçmiş
İnsanın canı çocukken yanınca
Hep acıyacakmış gibi geliyor..
Ve bunlar benim daha iyi günlerim
Kürkçü dükkanına geri döndüm..
Biraz büyüdüm, epeyce değiştim
Kürküm burada kaldığı için
Çok ama çok üşüdüm...
Beni terkettiğin günden beri,
Her gün arayıp bok gibi olduğunu söyleyerek ağladın zırladın.
"Biz" kelimesini kullanmadan ancak kendini anlattın durdun
Ve o telefon kapanıncaya kadar "Sen nasılsın" sorusunu bekledim kudurdum.
Eğer sormuş olsaydın diyecektim ki, "iyi ki siktirip gitmişsin! "
Eğer canını yakıyorsam,
Sadece beni unutmandan korktuğum içindir...
Çünkü bilirim, acıdır geçmişi yaşatan
ve acını unutmak için güzel anları anımsar hafızan
Hiçbir şey hissedilmeden başlayan ilişki
Ön sevişmesiz seks gibi.
Erkek daha kolay adapte oluyor,
Kadın o sırada başkasını düşlüyor.
Hiç doğal halini takınmamalısın aşkta
Kırmızıya boyamalısın hazzını
Öyle ya da böyle
Nasılsa kalacaksın sevgilim..
Yanlış çevirilen bir numaradan ibaretim
Karşılıklı bir hayal kırıklığı
Arayan da pişman,
Aranan da..
Akşam haberlerinde adını arıyorum
Ölmüş olmanı dileyerek.
Bir kaza, bir cinayet bi şekilde ölmüş olman gerek..
Sonra uykuya dalıyorum,
Rüyalarım korku filmleri gibi,
Hep ölüyorsun sonunda pisliğe bulanarak..
Ömrüne ömür katıyorum istemeyerek..
Bu saatte yüzüm değil, gücüm yok aramak için seni,
Önce dakikalar geçmek bilmedi, sonra günler..
Yokluğun ay olunca, kambur oldu sırtıma özlemin
Yıla yaklaştı sonra, yüzünü görmeden geçirdiğim günlerim
Gözümü kapattığımda, sana benzedi seviştiğim erkeklerim
3 sene sonra, tam şu saat, şu dakikada, kokunu omzumda hissettim..
Bir terkediliş sahnesi daha yaşamak istiyorum
Lütfen bana acıların en büyüğünü yaşat
Mıh gibi kus üstüme en kötü gerçeklerini
Kalleşçe vur hatta sırtımdan, ben görmeyeyim seni
Gidişin alelade olmasın öldüresiye acı kaplasın
Günlerce gözümden yaş aksın Ve aylarca durmasın
belki senden önceki bu sayede silinir, seninki daha kolay affedilir
Beni hayatının neresine koyacağına karar veremiyorsun ya hani
amıma koyuyorsun farkında değilsin,
öyle de pişkinsin.
Fotoselli tuvaletler gibi senle olan aşkım..
şarıl şarıl işerken doruk noktaya varamadan ben,
lap diye kapatıyorsun ışığını..
yarıda kesip çişimi, elimi kolumu sallayarak,
aydınlamanı sağlıyorum..
Ve biliyorum ki 1 dakika sonra yine kapatacaksın ışığını
o sebeble küfredip çekiyorum çorabımı.
Her biten aşkta aslında bi önceki sevgilimi unutuyorum
Ve her yeni başlayan aşka, eskine inat başlıyorum..
Aslında hepsini seviyorum sadece zamanlamada hata yapıyorum
Dahi anlamındaki "de" gibiyim
Ne zaman yanına yaklaşsam
sert bir uyarı alıyorum,
Ben hep senden kopuyorum..
Sen olmasan benim anlamım yok,
En acısı da ne biliyor musun
benim yokluğumun, senin anlamına bir faydası yok
Hep bir tereddüte düşüyorum orda
Unutmak mı istiyorum bunu acaba diye..
En sonunda kişilerimden bile çıkartıp
Hiç tanımadığım bir yabancı gibi davranıyorum
Günlerce seviştiğim, sevdiğim adama..
"slm, asl, cam" diyen Konyali_crayzi'den bile daha el oluyor.
Yeni birini ekleyene kadar, yokluğu hep batıyor.
Öyle boktan bir herifsin ki
Sıçsam seni içimden söküp atarım.
Ama öyle bir yerdeyim ki
Ne tuvalet var, ne kuytu bir köşe
Senden daha mükemmelini yaratabilirim istesem
İsmin değişir, saçın, kaşın, gözün...
Hayalden ibaretsen değişir her bir sözün
Yani.. hiç-sin, benim için yoksun
Bunu da köpek gibi biliyorsun!!!
Keyfim kaçtı gitti gecenin birinde, Bir dahada bulamadım
Hep yaşattığın acıyı anlattım ya, Adaletsizliği anlamadım
Oysa güzel bir gülüşün vardı, Bıyık altından sinsi sinsi
İçinde yüzlerce çocuk sahibi bir baba vardı, Saçlarımı okşar gibi
Gözlerin vardı... Bir de sözlerin.. Evet ya o sözlerin.
Gülüşünün aksine karnımı deşen kelimelerin.
Orospu bir annenin tokadından bile daha ağır öznelerin,
Birde emir kipinde bana çektiğin siktirlerin..
Sen gecelerce rüya diye görmek için uykulara daldığın,
Uyandığında birilerine anlatıp hayatına devam eden bir çocuk;
Gitmek istediğini söylemeden gitmesini iyi bildin,
Kırmak istemem derken yerle bir edip herşeyi yokettin
Beni sevmen için verdiğim uğraştan vazgeçtim çünkü;
Çocukken babamın tuvaletten sonra
"Ellerini yıkadın mı" sorusu aklıma geldi..
O bıkmadan usanmadan sorardı,
Ben musluğu açık bırakıp, suya dokunmazdım..
Bu pislikten numarayı yapmana gönlüm razı olmadı..
Musluğu kapatabilirsin, ellerini yıkamadığını biliyorum..
Platonik aşklar, habersiz çekilen fotoğraflar gibidir.
Farkında olmadığın için hep daha duru, saf ve güzel çıkarsın..
Trafik kazası gibiydi;
Ben ters yöndeydim, senin gözlerin kapalı
Birbirimizi farketmeden, çarptık bedenlerimize
Sonuç: bir ölü, bir yaralı...
Sen hala nefes alıyordun, benim üstüm gazete kaplı
Kendimden haberim yok,
Can çekişmeni izliyorum gözüm kapalı..
Senin bile aklına gelmeyen şeyleri fısıldayacağım organına
Geleceğin içimdeyken, kasıklarımla ezeceğim geçmişini
Dilimi en mahrem anılarına süreceğim temizleyeceğim günahlarından
Dudağının kenarında kalan yalanları alacağım dişlerimle..
Ücretimi nakit ödeme ama bu kez, istediğim şeyi ver bana
Omzunda uyut beni elimi kalbine koy, yalan söyle en salağından
Masuscuktan sever gibi yap, hep sevmiş gibi, gitmeyecekmiş gibi
İskambil kağıtlarından ev yapıyorum kendime
Valeyi saklıyorum, kızı kıskanıyorum, Asla hayaller kuruyorum
Hep birşeyler eksik kalıyor, sayılar başımı döndürüyor
Fal bakıyorum maça aramızı bozuyor, papaz kaçıyor..
Ve ben kağıttan evin içine bir türlü sığamıyorum